Kitap İncelemesi & Dostoyevski / Yeraltından Notlar

Kitap Adı: Yeraltından Notlar & Dostoyevski

Sayfa Sayısı: 140 sayfa

Yaş Sınırı: +16

1000 Kitap Puanı: 8/10

Puanım: 9/10

Dostoyevski'nin "Rus çoğunluğunun hakiki insanı" dediği bir isimsiz kahramanın yalın ve karanlık düşünceleri... Edebiyat tarihinin en ünlü isimsizlerinden Yeraltı Adamı, insanların oradan oraya üşüşen karıncalara dönüştüğü St. Petersburg'un gri kaldırımlarında itilip kakılırken, yaşama isteğini yavaş ama emin adımlarla mutlak bir öç isteğiyle değiş tokuş eder. Yeraltı Adamı'nın bir devlet memuru olarak geçirdiği tekdüze günler, yanında bir türlü rahat hissedemediği arkadaşları ve hayattaki mutlak yalnızlığı, bıkkın bir öfke ve küçük, imkânsız pazarlıklarla gittikçe daha fazla lekelenir, ta ki kendisini bir arada tutan görünmez ipler yavaşça çözülmeye başlayana kadar. Yeraltından Notlar, yayımlandığı 1864 yılından beri öfke ve sessizliğin en güçlü manifestolarından biri olmuştur.

(Dostoyevski & Yeraltından Notlar, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları)

Bu kitaba nasıl inceleme yazacağım bilmiyorum ama yorumlamalarım ve hissettirdiklerini aktarmaya çalışacağım. 

Öncelikle Dostoyevski'nin neden büyük bir yazar olduğu veya neden klasikleştiğini sadece bu kitapla bile anlayabiliriz diye düşünüyorum. Kitaba 5-6 gün önce başlasam da ancak 30 sayfa okumuştum bugün kalanını okudum. 

Kitap iki bölümden oluşuyor: "Yeraltı" ve "Notlar"

Yeraltı bölümünde karakterimizin hem birbiriyle çelişen hem de ne zeki bir adammış diyebileceğimiz düşüncelerini okuyoruz.

Özellikle birçok kişinin de dile getirdiği "Diş ağrısı için doktora gitmeyi doğru bulmayıp diş ağrısının ancak onu kabullenip sevmekle geçeceğini" savunduğu kısım ile ben ne okuyorum diyorsunuz. 

Karakterin böylesine absürt düşünceleri varken aynı zamanda hayatı sorgulatıyor. Karakterimiz ne kahraman ne antikahraman ama oldukça rahatsız edici birisi. Özellikle kitabın notlar kısmında buna şahit oluyoruz. Bir ortama girdiğinde oranın enerjisini düşüren bir adamdan bahsediyoruz.

İnsanlara hem üstten bakıyor hem de kitabın en başında kendisini yeriyor. O kadar düşünüyor ki harekete geçemiyor ve aptalları da bu yönden iğneliyor. Böyle birçok sahnesini okuyoruz. Hatta bir sahnesinde hayat kadınıyla beraber olup ona yaptığı için aşağılık olduğundan dem vuruyor. Sayfalarca konuşuyor ve kadına yanıma gelebilirsin bu adresim diyor. Ama oradan çıktığında kadın yanına gelir diye kendi kendini yiyip bitiriyor.

Dostoyevski, 1800'lü yıllarda insanların içsel çatışmasını olağanüstü doğrulukla yazmış bence. Konuşulacak çok şey var ama fazla kafa şişirmeye gerek yok diye düşünüyorum. 

İyi okumalar 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar